ERNESTO CHE GUEVARA'NIN MİRASI VE ELEŞTİRİLER

Guevara'nın cesedinin resimleri dolaştırılıp ölümü hakkındaki gerçekler tartışılırken Che efsanesi de yayılmaya başladı. Dünyanın her yerinde Che'nin öldürülmesini protesto eden gösteri yürüyüşleri yapıldı. Yaşamı ve ölümü üzerine makaleler, övgüler, şarkılar ve şiirler yazıldı. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Latin Amerika uzmanları, “gelmiş geçmiş en çekici ve en başarılı devrimcinin” ölümünün öneminin hemen farkına vararak Guevara’nın komünistler ve diğer sol eğilimliler tarafından “kahramanca ölen örnek devrimci” olarak idolleştirileceğini belirtti.
2005 yılının Kasım sayısında (#46) Alman haftalık haber dergisi Der Spiegel, Gandhi ve Guevara'nın mirasçıları olarak nitelediği Avrupa'nın barışçıl devrimcileri üzerine bir yazı yayımlar.
Bu tahminlerin inandırıcılığı, özellikle 1968 Mayıs’ındaki öğrenci hareketlerinde Guevara’nın güçlü bir başkaldırı ve devrim sembolü olarak ortaya çıkmasıyla birlikte giderek arttı. Sol kanattan eylemciler Guevara’nın şan, şeref ve ödüllere karşı olan belirgin kayıtsızlığını belirttiler ve Guevara’nın sosyalist idealleri aşılamak için şiddetin gerekli olduğu fikrinde anlaştılar. 'Che yaşıyor!' sloganı batı bloğunda duvarlarda gözükmeye başlarken 1968 hareketlerinin öndegelen simalarından Jean-Paul Sartre'ın, Guevara’yı "çağımızın en mütekâmil insanı" olarak tanımlaması da Guevara’nın aşırı derecede övülmesini desteklemiştir.
Guevara’nın ardında bıraktıkları belirgin bir şekilde partizan tavırlarla genişledi. ABD Dışişleri Bakanlığı’na verilen raporlarda kendi ülkelerinde ortaya çıkacak başkaldırılardan korkan sol kanattan olmayan Latin Amerikalıların Guevara’nın ölümü sayesinde rahat bir nefes aldıkları belirtilmiştir. Daha detaylı analizlerde Guevara’nın yöntemlerinin acımasızlığına ışık tutulmuş ve Fidel Castro’nun belirttiği, Guevara’nın “aşırı derecede saldırgan olma özelliği” açıklanmıştır. Guevara’nın yaşamının sorunlu yanlarını araştıran yazılarda Küba’nın devrim sonrası ilk çalışma kamplarının açılışındaki rolü, çeşitli gerilla harekâtlarında yakalanan karşı birlik esirlerine karşı sempatik olmayan davranışları ve entelektüel açıdan kendisinden aşağı gördüklerini sık sık aşağılaması anlatılmıştır. Her ne kadar Gueavara’nın yöntemlerine karşı eleştiriler sağ kanattan gelse de sol kanattan da kimi eleştiriler gelmekteydi. Özellikle anarşistler ve sivil hak özgürlükçüleri Guevara’yı otoriter, çalışan sınıf karşıtı bir Stalinci olarak görüyor ve geride bıraktığının çok bürokratik ve otoriter bir rejim olduğunu belirtiyordu. Ayrıca Latin Amerika’nın büyük bölümünde ortaya çıkan ve Che’den ilham alınarak başlayan devrimlerin pratik sonucunun, zalim militarizmin uzun yıllar boyunca sürmesi olduğu teorileri bulunmaktadır.













